RSS

Aylık arşivler: Eylül 2013

Tuncel Kurtiz – Etme

Gitmişsin diyorlar,tuncel kurtiz
demesinler.

Etme…

 
Yorum yapın

Yazan: 27/09/2013 in Muzik

 

Sen affetsen ben affetmem

sürmenaj1Bir türlü bitmeyen bu haftaya gelsin ya..gelsin. Aldığımız parayı sonuna kadar hak etmiş olmanın ama değer mi değmez mi tartışmalarının sonu gelsin.. Konulsa ya önümüze adalet terazisi..
Affedilir gibi mi? sürmenaj2-1
Evliya değilim..affetmem:)
Silverland
 
Yorum yapın

Yazan: 27/09/2013 in Muzik

 

Etiketler: , , , , , ,

Kaç 7 yıl geçti hayatınızdan?

Geçen gün kime anlattım hatırlamıyorum.. 17 yaşındaydım ilk kez yurtdışına çıktığımda. Ailede herkes fıttırı fıttırı gezmiş uçaklarla, nasıl eksikleniyorum..

Peki o zaman, dediler, gidiyorsun!
Nereye?
Kanada’ya!

Bir an bende hatlar karıştı. Yaş 17, üniversite sınavına yeni girmişim. Kafa karışık zaten, hatlar yanık. Gidilir mi gidilir. Hem de ne kadar zamanlığına, 3 aylığına. Yuh!

İlk kez yalnız bindim uçağa. Hem de ne binmek. İzmir-İstanbul, İstanbul-Londra, Londra-Toronto… Her binişte uçak biraz daha büyüyor, her aktarmada bekleme süresi biraz daha artıyor, yalnızım elin havaalanlarında. Kaçırsam etsem s.çtım. Benim “Eh öyle, idare eder..” dediğin İngilizceme ne haksızlık ediyormuşum ben meğerse, bülbül gibi şakıdığımdan haberim yoktu!:) İzmir’den Toronto’ya vardığımda aradan 17 saat geçmişti. Ortama uyum sağlama şudur budur derken 1 ayın nasıl geçtiğini anlamadım bile.

Şimdi hatırladım, bugünlerde doktora için Almanya’ya gidecek bir arkadaşımla konuşurken hatırladım bunları ben…

Elimde fotoğraf makinesi, CN Tower’ı çekeceğim. Ama o zamanlar öyle böyle değil, “dünyanın en uzun kulesi!” CNTowerAttım kendimi yere, anca kadraja sığdırdım kareyi ve o an şunu söyledim: Tanrım, şu an nerde ne yaptığımı bir sen biliyorsun, bir de ben ve bu çok güzel bir duygu!

Sonra döndüm. Ardından Ankara’ya gittim, bir yeniden başlama seansı daha, bir kaybolma hali. Elimde valizimle AŞTİ’ye indiğim an akşam nerde kalacağımı bilmiyordum. Sonra herşey oturdu zamanla yerine. 5 sene bitti de nasıl geri geldiğimi anlamadım.

Sonra bu kez yeniden İzmir’e alışma zamanı. Üniversite okumadığınız bir yerde iş bulmak çok zormuş ne kadar doğduğunuz kent olsa da. Kentlerin değişme hızı insanlarınkinden daha yüksek, asla yetişemiyorsunuz. Hele bu aralar içinde yaşarken bile ona yetişemediğimi hissediyorum… Geçti bir 10 sene daha.

Sabah sabah amma konuştum di mi.. ama sebebim var. Bu aralar kariyer nedeniyle şehir değiştiren, değiştirsem mi diye düşünen, karar veremeyen, heveslenen, yeni hayatlara gebe bir sürü arkadaşım var. Hepsi daha güzel hayatları, hayallerini gerçekleştirmeyi hak eden insanlar. Hepsi, gidecekleri yerde başarılı olacaklar. Ki bence, eğer ailenizin sağlık sorunu gibi hayati nedenlerle size ihtiyacı yoksa
(yanlarında olmanıza paha biçilemeyeceği için birşey demiyorum o kısma),
eşiniz-sevgiliniz-nişanlınızla yenilenebilmeyi paylaşabilecekseniz ama daha güzeli bekarsanız,
ruhunuzun yaşı hala yeni heyecanlara ayak uydurabilecek kadar gençse ve
bedeniniz de ona hala eşlik edebiliyorsa…

Doğum yapan annenin hayata getirdiği bebekle birlikte kendi hücrelerinin de yenilenmesi gibi bir şey bu bence. Hem yeni öğrendiğim bir bilgiye göre 7 yılda bir insanın vücudundaki bütün hücreler yenilenirmiş. Yani düşünsenize, 7 yılda bir yeni bir siz, yeni bir kendiniz. Kaç 7 yıl geçti hayatınızdan? Bir yenisine yeni bir hayatla başlamak güzel olmaz mıydı?

Diardi

 
2 Yorum

Yazan: 27/09/2013 in Muzik

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

Bana ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi söyleme!

Ahh işte o harika filmlerden ve o filme damga vurmuş şarkılardan biri. Bettle Midler, Goldie Hawn ve Diane ilk-esler-kulubuKeaton’un mükemmel bir iş çıkardığı bu film takdir edileceği üzere epey eski.  Bilmem kaç kere izledim lakin şimdi ver yine izlerim yani. Büyük bir kısım tam tersini düşünse de ben, bir gün bit pazarının üzerine nur yağacağını düşünüyorum şahsen.  

E ne diyordu şarkı, “bana sahip değilsin”, “bana ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi söyleme” vallahi müzik de sözler de perfect.. 

Ne zamandır yazmıyorum biliyorum ama dönüşüm muhteşem olsun istedim 🙂

Hey kızlar, bu şarkı size…
Tadını çıkarın 😉
şbi
 
Yorum yapın

Yazan: 26/09/2013 in Muzik

 

Etiketler: , , , ,

Başını yastığa huzurla koyduğun kadar zenginsin

2008 yılından önceki yılbaşlarından biri olmalı. 10 numara alakasız insanların bir araya toplandığı, (Rusya’dan Eskişehir’e. E niye Eskişehir’e diyorum, zira biz İzmir’deyiz..) bir akşam ama bahsettiğim. Karşıyaka’daki mutlu zamanlarımız. Çoluk yok çocuk yok, kağıt oynayıp 70’liklerde balık avladığımız bitmeyen film geceleri falan…

Neyse işte yılbaşı akşamı 10 kişiden de fazlayız. Rusya’da bir adet varmış. Yılbaşı gecesi çiftler bir kağıda yeni yıl için 3 dileklerini yazar, ceplerine koyarlarmış. Yeni yıla girilen dakikalarda da herkes eşinin kağıdını alır açar, örtüşen dileklere sevinilir, örtüşmeyenler için yeni planlar yaparmış. (Bizdeki Hıdırellez’e benzettim bak şimdi yazarken. İster ülke ister coğrafya değişsin. İnsan faktörünün girdiği her yer aynı demek ki..)

Neyse… Eşim ve ben de diğer çiftler gibi yazdık bir şeyler, koyduk cebimize. Saat oldu 12, havai fişekler, yeni yıla girdik şamatası falan. Çıkardık cebimizden kağıtları. Ben, “Aşk, huzur, sağlık” yazmışım, eşim “Huzur, aşk, sağlık”:) Diyecek bir şey yok, boşuna yaşlanmıyoruz birlikte. (Bak şimdi, bunu da yazınca aklıma yarın evlilik yıldönümümüz olduğu geldi:))
huzur
Çok uzattım lafı, nerden nereye geldim yine. Aslı Peker’in Milliyet’teki köşesini okuyordum bugün. Mark Twain’in bir sözüne takıldım: İyi arkadaşlar, güzel kitaplar ve uykulu bir vicdan, işte ideal hayat budur! Diyeceksiniz, nerden bağladın “huzur”a? Huzursuz bir ruhun iyi arkadaşları ile sağlıklı ve keyifli ilişkileri olamaz. Huzursuz bir ruh, kitapların dünyasında kaybolamaz, huzursuz bir ruh başını yastığa koyup vicdanı rahat, deliksiz bir uyku uyuyamaz.

Öfke ve şiddetle dolduğumuz, yaşadığımız stresi gerçek hayatın ta kendisi sandığımız günler içinde kapısını kapattığınız anda huzurlu ve mutlu yaşadığınız evler ve yürekler dilerim.

Diardi

 
Yorum yapın

Yazan: 17/09/2013 in Muzik

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,

üşüyorsan ceketimi al…

Anna Aden

Her Cuma akşamüstüsü kendiliğinden dilime dolanan sözler; “Günün en güzel saatleri bunlar”

Hani güzel kitaba iyi film çekilirse tadından yenmez ya,  şiiri ayrı şarkısı ayrı güzel.. Üstelik, önümüzdeki yıl Özdemir Asaf’ın Lavinia’sının hikayesini filme aktaracakları söylentileri de gelmişken kulağımıza…

Melodi şiire o kadar yakışmış ki..Tam da yaz biterken, içimiz cız ederken, akşamları serinlerken bu şarkı “üşüyorsan ceketimi al” der gibi..

LAVİNİA
Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al
Günün en güzel saatleri bunlar
Yanımda kal
 
Sana gitme demeyeceğim
Gene de sen bilirsin
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim
İncinirsin
 
Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme Lavinia
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme Lavinia
 
Özdemir ASAF
 

Fotoğra: Anne Aden

Silverland
 
Yorum yapın

Yazan: 13/09/2013 in Muzik

 

Etiketler: , , ,

Soul Stuff – Beggin

Havalar soğumaya bir türlü karar veremedi ya, benim ayarlar da yerine oturamıyor. Sabah işe gelmeye çalışırken omuzlarında turuncu plaj çantaları ve 50 faktör güneş kremleri ile denize giden iki teyzeyi görmem de tabii bi etkiledi beni. Hala denizin girilebilitesi, güneşin yakma ihtimali ve hafta sonunun Bodrum Mandalin barda Soul Stuff eşliğinde geçme ihtimali var demek 🙂

alper cengizAslında solist Alper Cengiz’in saçlarının komikliğine takılmasam o kadar eğlenebilir miydim bilmiyorum. Bu yaz kızlarla yaptığımız Bodrum çıkartmasında o akşam benim tavrım yatıp uyumaktan yanaydı. Onlar da tabii gelmişken bi canlı müzik dinlemeden gitmeyelim diyorlardı haklı olarak. E hadi kaybolmasınlar bari geri dönüşte diye sinmeyen içime kulak verdim ve Mandalin’e gittik. (kaybolmasınlar kısmında fena derecede ciddiyim, isteyen sorsun ama anlatabilirler mi maceralarını gülmekten bilemiyorum!) Şimdi adını hatırlamadığım, onların daha çok sevdikleri bi grubun programını kaçırmışız aslında ama ben mekanın denize nazır, orkestranın da bulunduğu verandasına çıkar çıkmaz solist Alper Cengiz’in saçlarına gülmeye başladım. Tabii cahillik bende, meğerse adamın Elvis Presley ile yakinen alakası varmış. Ben ne bileyim adamın 2007’de BBC’nin Elvis Presley’in ölümünün 30’uncu yılı anısına düzenlediği ve tüm dünyayı kapsayan “Worlds Greatist Elvis” yarışmasında binlerce aday arasından seçilerek finalde yarışmaya hak kazandığını… Yarışmada olmayınca komik oluyo işte saçları!

Gerçi program eğlenceliydi Allah için; davulcunun belediye muhasebesinin gedikli memuru kıvamındaki yüz ifadesi ve çizgili gömleği, bakır üflemelilerin “Ay şiştim, üfür üfür nereye kadar, bitse de gitsek” yüz ifadeleri ve mekana gelen giden Arap turistlerin kararsızlıklarını izlemek süperdi. mandalin bar

Bugün Cuma, neşeli birşeyler çalan bir yer var mı acaba? 🙂

Diardi

 
Yorum yapın

Yazan: 13/09/2013 in Muzik

 

Etiketler: , , , , , , , , ,