Pastırma Yazı
böyle zamansız güneşli,
umulmadık mavi günlerde
bir bekleme salonu yalnızlığına
bürünüyorum..
iliklerimdeki yitik aşkı
sarhoş bir unutkanlığa ilikliyorum…
sanki şiirini bilmediğim
bir Fransız akşamında
kaldırım taşlarını sayıyorum kalbimin..
içimde ayak izlerin,
aylak bir yaz geçiyor avuçlarımdan…
ve ben ne zaman,
kiminle sevişsem,
hâlâ seni aldatıyorum!
Önce filmlerinden açıldı konu, sonra son filminin adını hatırlamaya çalışırken tiyatro oyunlarına geldi laf. Hepimizin aynı fikirde olduğu şeyse şiirleri oldu. Hele yolu bir şekilde Ankara’dan geçenler için başka bir şeydir ya Yılmaz Erdoğan.
Mehmet, “Yardan düştüm / Yaralarım yardan armağan” dedi.
Benim aklıma Berfin geldi, “Berfinim, içimin gülen yüzü / Hoşgeldin”geldi.
Dün yine Ankara karaya büründü, benim aklıma Yılmaz Erdoğan şiirleri geldi.
“Ne zaman Ankara’ya kar yağsa,
elim, gönlüm, çocukluğum buz tutar…”
Diardi