RSS

Öğretmenim, çok özür dilerim!

24 Kas

Anaokulu alışkanlığı işte… Her öğlen yemekten sonra uyumaya alıştırırlarsa bünyeyi, ilkokula başlayınca da uyumak istersin. İstersin de, sınıf başka, öğretmenler başka, yer uyunacak yer değil.

Muhteşem bir binası vardı benim anaokulumun: Dokuz Eylül Kız Sanat Okulu’ydu sanırım adı. Hani İzmir’in Rum malikâneleri vardır ya, onlardan biri Küçükyalı’da. Hala zaman zaman gider bahçesine bakarım huzura ermek için. Bilmem kaç yıllık çamlar, çınarlar falan bahçesinde, böyle küçük havuzlar falan… gitmeyi zor kabul ettim, 3 sene sonra “İlkokul neymiş, ben ayrılmam anaokulumdan” diye ortalığı yıka yıka bıraktım. Canım bak, özlemişim; yarın yine bi gideyim…

Neyse nerden nereye yine. Oradan ilkokula başladım Vali Rahmi Bey’de. Canım ilkokul öğretmenim Faika

En soldaki Cenk İmalhan, ortadakini de tanıyorum ama...

En soldaki Cenk İmalhan, ortadakini de tanıyorum ama…

Bilgin. Kulakları çınlasın… Elleri öpülesi kadın. İlk gün, hatta ne ilk günü, ilk bir ay belki. Sabahçıyız ablamla… İlk ders tamam, ikinci ders e hadi eyvallah ama üçüncü ders dedin mi ben koyuyorum kafamı sıraya bir uyumaya başlıyorum, en az bir saat. (Sınıfı da öyle 30 kişilik falan sanmayın, 70’ten aşağı düşmezdi, üçerli otururduk sıralara. Nasıl bir uyuma azmiyse bendeki de…) İlk günlerde sıra arkadaşlarım falan uyandırmaya çalışmışlar, dalga geçmişler. Faika hanım demiş ki, “Bırakın. Demek bünyesi buna alışık, zamanla uyum sağlayacaktır”.

66 aylıklara eğitim vermeye çalışanlardan çok daha önce yaşatmışım ben kadıncağıza bebeye öğretmen olma eziyetini. Anlayışlı kadındı, çok da cefakar. Ağlaya ağlaya ayrılmıştık ilk mezuniyet heyecanına karışık. Seneler sonra Facebook’tan bulmuş arkadaşlar, hatta ziyaret edelim öğretmenimizi falan dediler ama eşek ben gitmedim. Eşeklik işte… (Kusura bakmayın öğretmenim şu an utancımdan yerin dibindeyim inanın. Hatta tam da bu utanç nedeniyle yazıyorum bu satırları.)

Şimdi bir yandan dershanelerin kapatılıp özel okul yapılması tartışmaları, bir yandan tüm dershane öğretmenlerini kadroya alacakları vaadini savuran hükümet, bir yandan on binler hatta yüz binlerce atama bekleyen, beklemeye dayanamayan öğretmen adayı. “Doktor, mühendis olamadı. Hiç olmazsa çocuğumuz öğretmen olsun” denilen zamanlar bile geçti. Ki benim gibi anadan babadan öğretmen çocuğu olanlar daha iyi anlar nasıl bir hayattır öğretmenlik… Hani iş ya da aşk diyemiyorum, başka bir şey çünkü. 65 yaşında, hala kuzucuklarına iki nota öğretmeyi hayatının en büyük keyfi adleden bir annem var benim.

Sevgili öğretmenim, Faika hanım, sizin aracılığınızla tüm öğretmenlerimin (adayların da elbette) ellerinden öperim…

Diardi

 
Yorum yapın

Yazan: 24/11/2013 in Muzik

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Yorum bırakın