Youtube enteresan bir coğrafya. İzlediğiniz şey biter bitmez, izlemek isteyebileceğiniz alternatifler geliyor ekrana. Ordan yola çıkarak kaybolmanız, kendinizi en olmayacak şeylerin içinde bulmanız her an olası..
Benim başıma da az önce tamamen bu geldi. Destina’nın şarkısını dinledim, arkasından bir alternatifi tıkladım. Ardından bir tane daha, bir tane daha derken Mabel Matiz ismi dikkatimi çekti. Ben duymuştum sanki bu ismi, derken gevrek sesini tanıdım ama şarkıyı da tanıdım sanki. Ki Mabel Matiz benim daha öncesinde öyle oturup uzun uzun dinlediğim biri değil. Ay yok bu şarkı… Yıldız Tilbe söylemiyor muydu bunu ya?!?
Yorum farkı tam olarak buna denir. Hani seversiniz sevmezsiniz bilemem ama benim için yırtılmakla cırlamak arası bir noktada Yıldız Tilbe yorumundan sonra “bu şarkı eğlenceli de olabiliyormuş” dediğim bir yorumu var Mabel Matiz’in “Aşk Yok Olmaktır”a. Bu arada dersimi de çalıştım tabii. Resmi web sitesindeki biyografisi şeker bir cümle ile başlıyor:
“Mabel adını Kumral Ada Mavi Tuna adlı romanda yer alan Tuna karakterinin takma adından alır. Matiz ise, müziğini en iyi tanımladığına inanarak adına eklediği ve «çok sarhoş, düşkün kimse» anlamlarına gelen eski yunanca kökenli argo bir kelimedir.”
Demek hala ona hayal kurduran karakterlerin peşinden gidenler var, ne güzel… Benim aklıma da Mabel deyince çikolata gelmişti. (Aslında ben Şeker Portakalı’nın Pepe’si olmak değil Adam’ına sahip olmak isterdim sanırım, neyse…)
Şu cümle de etkileyici bakın:
“Teoman’ın “Aşk ve Gurur” albümünde yer alan “Sahilde Bir Sarhoş, Göksel’in “Bende Bir Aşk Var” albümündeki “Yarım Kalan Şarkı” ve Cey’lan Ertem’in “Ütopyalar Güzeldir “ albümündeki “Cennetin Irmakları” adlı şarkıların söz ve besteleri yine sanatçı Mabel Matiz’e aittir.”
Ben yine nerden nereye geldim. Bana bakmayın, bir de siz dinleyin bakalım, beğenecek misiniz…
13-15’li yaşlarımda gitar çalarken elimde ajanda ile gittiğim Bülent Ortaçgil konserlerini hatırlarım. Gitar akoru satılan alabileceğimiz ya da google’da aratacağımız bir dönem olmadığından, önlerde bir yere oturur, çaldığı şarkılarda bastığı akorlara bakıp, elimdeki ajandaya not almaya çalışırdım. Akşam koşarak eve gelir, henüz çalamadığım şarkılarını not aldığım tablardan çıkarmaya çalışırdım.
Yıllar geçti lisede iletişim okamaya ardından da gazetecilik süreci başlayıp, fotoğraf makinesi boynumuzda yaşama geçince, ben bu kez konserlerde nota hırsızlığı yerine, görüntü hırsızlığı yapar oldum. Tele objektif ile siyah beyaz film taktığım makinemle, Ortaçgil fotoğrafları çeker, akşam da evdeki karanlık odada siyah beyaz fotoğraflarını basardım. Annem ya; kulakları çınlasın, karanlık odada bana yardım ederken, hep sakallı bir adamın fotoğrafını bastı 🙂
Neyse ilişkinin başlarından da bahsettikten sonra düne geleyim. Dün benim için Bülent Ortaçgil dolu bir gün oldu. Odaya gelen kargocunun verdiği paketi açtım. Bir kutu, içinde çok hoş bir resim ve bir not ile karşılaştım. Erken gelen yeni yıl hediyesinin müjdecisi olan notun altında, almayı çok istediğim bir müzik çalar vardı. Düğmesine bastım ve Ortaçgil’in söylediği en sevdiğim Teoman şarkılarından biri çalmaya başladı. “Kimin kimin bu sessiz eller, mor halkalı yaralı gözler, kıyılarıma vuran sen misin” diye.. O an ki hisleri kelimelerle tarif etmek zor… telefonda da edemedim galiba. çok mutlu oldum.
Elimde hediyemle eve geldim. içindeki diğer şarkıları dinlerken, internette “Yılın en büyük internet konseri” diye bir yazı gördüm. Meğer Bülent Ortaçgil, “Kadın Sesi Değmiş Şarkılar” ismiyle Birsen Tezer, Jehan Barbur, Ceylan Ertem ile birlikte konser veriyor ve bu da internetten canlı olarak yayınlanıyormuş. http://www.muzikicinefes.com ve http://www.fizy.com sayesinde ilk kez internetten canlı olarak bir konser izledim hem de en sevdiğim sanatçıların. O an internetin başında olanlar dinlesin diye facebook ve twitter’da duyurular yaptım. umarım etkili olmuştur. Bu çok keyifli bir konseri, evde ayaklarımı uzatarak dinleme imkanı yaratan dostlardan son bir rica lütfen konseri http://www.youtube.com/user/muzikicinefes?feature=watch şuradan paylaşın ki kaçıranlar üzülmesin…
Teoman; bizim oğlan, hani cool adamdır, arka sokakların çocuğudur, batılı bir sound u vardır falan falan..
Ama gelin görün ki, elin oğlunun jazz ı, blues u varsa, bizim oğlanın da arabesk öyle olmaz böyle olur dedirten şarkıları var..Şu sözlerle bileklerini kesmek isteyen kaç Türk Kızı , delikanlısı tanıyorum..Aslında güzel Türkçemiz biraz yaygınlaşsa, beynelmilel boyutta da bu şarkıyı dinleyip depresyonun dibine varacak genç nesil olur biliyorum. Şimdilik hepsini Allah korusun…Pazartesi diye söylemiyorum; günün moduna en uygun şarkı diyorum;
Bir de ,hakkını vererek Teoman’a “arabeskin dibisin” demek istiyorum bu şarkı için;
suç yok,suçlu yok hayat böyle anladım aşk yok artık yok ama zamanla alıştım senle ben hep böyle kalacağız gitgide eriyip yok olacağız yavaş yavaş sorma neden niçin her şey yalnızlıktan bak güzel bir gün ölmek için
Ortaçgil’in 70’lerin başında -Teoman daha ilkokula başlamamışken- söylediği ancak pek çok kişinin Teoman şarkısı olduğunu zannettiği Yağmur’un plak kaydına rastladım youtube’ta.. “Benimle Oynar Mısın?” albümündeki plağın sesi pek bir hoş geldi kulağa..Ne güzel söylemiş Ortaçgil:
“her şey olur, her şey büyür, her şey geçer, hayat kalır.”
İzmir’de bugünlerde yaz yağmurundan nasibini alıyor.
iyisi mi Ortaçgil’e kulak verelim:
bir gün her şey değişir
anlamak zor gelir bazen
bir gün herkes değişir
yenilmek zor gelir zaten
benim hayallerim var
benim bitmeyen umutlarım
ama bazen yanlızım
sessiz, solgun sokaklarda
,,,,,,,,
Söz: Murat Çekem
Müzik: Murat Çekem, İskender Paydaş