Şükrü Erbaş okurken, ardından Gülten Akın şiiri gelir aklıma. “Güzel bir gece ama dolunay da olsaydı” gibi..Aynı şehirde doğduklarından mı, yolları birdir ondan mı bilemem..İkisi yanyana gelir zihnimde..
Şükrü Erbaş, ayrı bir yazının konusudur da, Gülten Akın “kadından zor şair olur” tartışmalarına en güzel yanıttır. “Türkçe’nin En Büyük Şairi” seçilmişliği vardır..Tavırlı, karakterli şiiri, savunmanızı kolaylaştırır. Hani annedir, kırılgandır, evinin dişi kuşudur da hala kadındır, hem de bu topraklarda…Karşı duran, kafasına göre yaşayandır
……….“Kestim kara saçlarımı n’olacak şimdi
Bir şeycik olmadı – Deneyin lütfen –
Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım
Günaydın kaysıyı sallayan yele
Kurtulan dirilen kişiye günaydın”
Sezen Aksu’nun o deli lirik, film kareleri içeren şarkısı “Deli Kızın Türküsü” ve Grup Yorum’un “Büyü”sü benim bildiğim Gülten Akın şiirlerinden uyarlamadır.
SENİ SEVDİM
Seni sevdim, seni birdenbire değil usul usul sevdim
“Uyandım bir sabah” gibi değil, öyle değil
Nasıl yürür özsu dal uçlarına
Ve günışığı sislerden düşsel ovalara
Susuzdu, suya değdi dudaklarım seni sevdim
Mevsim kirazlardan eriklerden geçti yaza döndü
Yitik ceren arayı arayı anasını buldu
Adın ölmezlendi bir ağız da benden geçerek
Soludum, üfledim,yaprak pırpırlandı Ağustos dindi
Seni sevdim, sevgilerim senden geçerek bütünlendi
Seni sevdim, küçük yuvarlak adamlar
Ve onların yoğun boyunlu kadınları
Düz gitmeden önce ülkeyi bir baştan bir başa
Yalana yaslanmış bir çeşit erk kurulmadan önce
Köprüler ve yollar tahviller senetler hükmünde
Dışa açılmadan önce içe açılmadan önce kapanmadan önce
Nehirlerimiz ve dağlarımız ve başka başka nelerimiz
Senet senet satılmadan önce
Şirketler vakıflar ocaklar kutsal kılınıp
Tanrı parsellenip kapatılmadan önce
Seni sevdim. Artık tek mümkünüm sensin
Gülten AKIN
Silverland